Sezen Aksu, Yıldız Tilbe ve Uzay Heparı’nın Aşk Üçgeni Hakkında Bilinmeyen Detaylar
Bazı olaylar yıllar geçse de unutulmaz. Her biri müzikte efsane isimler. Ancak aralarındaki aşk üçgeni bazen kariyerlerinin önüne geçiyordu. Sezen Aksu ile Yıldız Tilbe Uzay Hepar arasında yaşananları tek tek anlattık…
Yıllardır konuşulan aşk üçgenini bir kez daha konuşuyoruz. Çünkü her biri müzik dünyasının en efsane isimleri. Nasıl oldu? Ne oldu? İşte Uzay Heparı – Sezen Aksu ve Yıldız Tilbe arasındaki aşk üçgeni.
Space, 1969 yılında ailesinin eyalette müzikle ilgilenmesini istediği bir çocuk olarak doğdu. Liseden sonra müziğe olan tutkusunu daha da güçlendirmek için İTÜ Devlet Konservatuarı’ndan mezun oldu.
Levent Yüksel ve Sertab Erener’in grubunda başladığı müzik kariyeri, kovulmasıyla kesintiye uğradı. Elektronik enstrümanları sevmediği için klasik piyanoya odaklandı.
Gruptan atıldığı için çok üzüldüğünde Garo Mafyan’ın kapısını çaldı ve kariyerine İstanbul Gelişim Orkestrası’nda klavyeci olarak devam etti.
Tabii asıl olay Sezen Aksu’yla tanışmasıyla başladı. Uzay artık reşit olmuş başarılı bir müzisyendi ve Sezen de sık sık onunla birlikteydi.
Aşkın Nur Yengi’nin “Hesap Ver” albümüyle başlayan yükselişi, Levent Yüksel’in “Med Cezir” albümüyle zirveye ulaştı.
Hem bu kadar yakışıklı hem de bu kadar başarılıyken ünlü yönetmen Atıf Yılmaz onu havadan yakaladı. Türk Sinemasının efsane filmlerinden Gece Melek ve Bizim Çocuk filmindeki Hakan rolüyle bu kez sinema izleyicisini kendine aşık etmeyi başardı.
Tabi bu arada Sezen Aksu ile olan yakın dostluğu da yavaş yavaş aşka dönüşmeye başladı. Her iki taraftan da bu ilişkiye dair net bir açıklama gelmedi ancak derginin bu tür açıklamalarda yanılması pek mümkün değildi.
O yıllarda yıldızı parlayan tek kişi elbette Uzay değildi. Sezen Aksu, İzmir’de bir kulüpte dinlediği Yıldız Tilbe isimli genç kadına da elinin büyüsüne dokundu.
Hatta Yıldız’a İzmir’den ayrılıp İstanbul’a gelip vokalisti olmasını bile teklif etti. Tabi ki Yıldız bu teklifi kabul etti ve uzun süre Sezen Aksu’nun evinde yaşamaya başladı.
Sezen’in Uzay’dan yeni ayrıldığı 1992 yılında bir akşam Yıldız Tilbe, alkolün verdiği yetkiyle kendini Uzay’la sevişirken buldu. Ancak bu anlık atışın maliyeti çok yüksek olacaktır. Yıldız Tilbe bu olayı kendi ağzından şöyle anlatıyor:
Yıldız evden ayrıldı, Sezen kapıları kapattı ve Uzay, bir yıldan kısa bir süre sonra modacı Zeynep Tunuslu ile evlendi. Buluşalı henüz 10 gün olmasına rağmen Uzay, Zeynep’e “Vaktim yok, hemen evlenelim” dedi.
Elbette Sezen yaşananları hiç unutmadı ama hiçbir yerde bundan bahsetmedi. 1995 yılında çıkardığı “Alma, Al Beni” şarkısında Yıldız Tilbe’den bahsettiği hep söylenirdi.
Ama hayatta her şey bir ihaneti unutmak kadar kolay olsaydı… Bir akşam yerden kalktıktan sonra arkadaşlarının uyarısına rağmen kasksız motosikletine atladı. Aralığın zaten kısa olduğunu düşünüyordu ve tedbirsizliğine fazla kafa yormuyordu.
Etiler’de Koç köprüsü üzerinde giderken arıza nedeniyle yolda kalan otomobile arkadan çarptı. Çarptığı araba aynı zamanda arkadaşı olan Demet Akbağ’a aitti.
Demet Akbağ, arabasına çarpan kişinin kim olduğunu anlayamadan kendisini taksiye bindirip hastaneye götürürken, yarı yolda yaralı kişinin Uzay olduğunu anladı.
Kazanın ardından 11 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti. Uzay ve gerçeklik bu dünyadan gökyüzüne doğru süzülüyordu.
Yıldız Tilbe ve Sezen Aksu bu olaydan 25 yıl sonra barıştı. Tilbe barışma fotoğraflarını şu notla paylaştı: “Geçti, zor olmadı çok şükür.”
Ve Uzay’dan geriye tıpkı kendisi gibi güzel, yetenekli ve mükemmel bir adam kalmıştı: Kanat Heparı…