Kemal Kılıçdaroğlu Mersin’de: “Bu senin kardeşin, bütün hayatını adalete adamış bir insan”
HABER: TAMER ARDA ERŞİN – Kamera: ÜNAL AYDIN
Millet İttifakı Başkan Adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Bugün Mersin “Hak, hukuk ve adaleti ben sağlayacağım. Senin bu kardeşin bütün hayatını adalete adamış bir insan. kainatı adalet üzerine inşa etmiştir.” Tüm canlılara saygı duymak asli görevlerimizden biridir. Adaleti sağlayacağız” dedi. Kılıçdaroğlu, “Çok konuşuyorlar. Masanın altında hiçbir şey yok, masanın üzerinde hiçbir şey yok. Bir sürü iftira var. Ya arkadaşlar. Allah’ım onlara bir fikir ver. Terör örgütünün saldırısına uğrayan benim ama sanık benim. “Oğlu gibi asker gönderdim ve yine suçlanıyorum. İki kırmızı çizgimiz var. Vatanımız ve bayrağımız” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bugün Mersin ‘de eski Tevfik Sırrı Gür Stadı’nın yanındaki miting alanında Mersinli vatandaşlarla bir araya geldi. Kılıçdaroğlu Mersin mitinginde; Kendisine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da eşlik etti.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
“TÜRKİYE’YE BARIŞ, MERHAMET, KARDEŞLİK GETİRİCEĞİZ: Mersin, değişime hazır mısın? Birlikte değiştireceğiz. Birlikte değiştireceğiz. Demokratik yollarla otoriter bir yönetim göndererek Türkiye’ye barış, merhamet ve kardeşlik getireceğiz. Türkiye güzel bir ülke ve hepimiz bu güzel ülkede dost bir ülkede yaşayacağız. Bunun için sana söz veriyorum.
HIDIRELLEZ BAHARIN GELİŞİNİ DUYURUYOR: Hıdırellez bugün aynı zamanda baharın gelişini de müjdeliyor. Ve sana bahar sözü verdim, o güzel baharlar gelecek. Hiç şüpheniz olmasın, bu ülkeye hep birlikte güzel baharlar kazandıracağız. Birlikte deneyeceğiz. Birlikte sandığa gideceğiz, birlikte oy kullanacağız ve sevincimizi tüm dünyayla paylaşacağız. Evet ülkemize baharı getirdik, evet ülkemize demokrasiyi getirdik. Bütün dünya duyacak.
HERKESİN KAZANDIĞI BİR TÜRKİYE BİZİM TÜRKİYEMİZ: Mersin güzel bir şehir. Antik bir şehir. Mersin de çok güzel. ‘Tarım Kredi Kooperatiflerine üye olan çiftçiler üyelik tarihinden itibaren sigortalı sayılır’ diyorsunuz. O kolay. Daha çok şey var. Çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatiflerine veya bankalara olan borçlarının faizlerini sileceğiz. Çiftçiyi toprakla barıştıracağız. Çiftçi üretecek, herkes kazanacak. Çiftçi üretecek, Türkiye kazanacak. Çiftçinin üretim yapacağı her evde huzur ve bereket olur. Artık dışarıdan buğday, muz, çilek, nohut, arpa, canlı hayvan ve et almayacağız. Her şeyi kendimiz üreteceğiz, kendimiz tüketeceğiz, fazlasını da ihraç edeceğiz. Herkesin kazandığı bir Türkiye, bizim Türkiye’mizdir. Onunla birlikte ilgileneceğiz.
5 MİLYON 300 BİN GENÇ OTORİTER YÖNETİMİ DEĞİŞTİRECEK: Sevgili gençler değişime hazır mısınız? Gençler, önünüzde çok büyük bir fırsat var. Türkiye Cumhuriyet tarihinde ilk kez gençler oylarıyla otoriter bir yönetim gönderecek. 5 milyon 300 bin genç sandık başına gidecek ve Türkiye’nin kaderini değiştirecek. Demokrasiden yana mısınız? Özgürlüklerden yana mısınız? Alnının terine var mısın? Üretime geri döndün mü? Herkesin kazandığı bir Türkiye’den yana mısınız? Herkesin kazandığı bir Türkiye’den yana olmak, herkesin barış içinde yaşamasını sağlamak sizin elinizde gençler. 5 milyon 300 bin genç gidip otoriter bir yönetim değiştirecek. Bu ülke sana teşekkür edecek. Ama dünya siyaset tarihçileri şunu yazacak; Türkiye’de otoriter bir yönetim vardı, gençler sandığa gittiler, otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştirdiler. O zaman hep birlikte sadece Türkiye’ye değil, dünya gençliğine hep örnek olacaksınız.
SADECE BEN DEĞİL, TÜRKİYE’NİN size minnet borcu var: Grev anayasal bir haktır, engellenemez. Merak etme. Size tüm anayasal haklarınızı vereceğim. Endişelenme. Depremzedeleri en çok kucaklayan Mersinliler. Türkiye’nin size minnet borcu var, sadece bana değil. 350 bin depremzedeyi kucakladınız. Onların derdine dert oldun, dertlerini çözmek için oturdun, emek harcadın. Bu vesileyle sadece bana değil, sadece Türkiye’ye değil, dünyaya da değerli bir dayanışma örneği verdiniz. 350 bin insan geldi, sizinle burada yaşadı ve siz de onların sorunlarını çözmek için sahip çıktınız. Sorunlarının çözümüne katkıda bulundunuz.
ANAYASAL GEREKSİNİM OLARAK BUNU SAĞLAYACAĞIZ, DEPREM MAĞDURLARINA KONUTLARINI, DÜKKÂNLARINI İNŞA ETTİK VE TESLİM EDECEĞİZ: Tüm depremzedelere söz verdim. Evleri yıkılan, dükkânları yıkılan, ahırları yıkılan tüm depremzedelerin evlerini, işyerlerini, ahırlarını ben yapacak, 5 kuruş para almadan hakkını vereceğim. Çünkü evleri, dükkânları yıkılan insanlar, deprem sonrası hayatını kaybeden insanlar, bu insanlar büyük acılar çekti. 23 belgeye toplam 43 imza atıldı. Diğer 23 belgede 43 imza var. Bunların hepsi kamu görevlisidir. Depremzede ise sadece bir kez tapu dairesine gidip imzayı atıyor ve dükkânını ya da konutunu satın alıyor. Yani günahı ve kabahati yoktur. Anayasa, ‘İdare, kendi kusurundan kaynaklanan zararı tazmin etmek zorundadır’ diyor. Anayasa gereği bunu sağlayacağız, depremzedelerin konutlarını, dükkanlarını yapıp teslim edeceğiz. Böyle 20 yıllık borçlanma olmayacak. Onlar gibi olmayacak.
VAN SALLANMASINDAN SONRA KONTEYNER İÇİNDE OTURAN BAZI KİŞİLER: Gidip propaganda yapıyorlar. ‘Efendim Kemal Kılıçdaroğlu gelirse temelini attığımız işyerleri, evler yapılamaz.’ Tanrım. Dünyanın en saçma şeyi. neden yapmayalım, ne şekilde yapmayalım. Yıllar önce Samsat’ta bazı vatandaşlar, Samsat’ta meydana gelen deprem sonrası evleri yıkılan konteynerlerde oturuyor. Van’a gittim, Van depreminden sonra insanların bir kısmı hala konteynerlerde oturuyor. Onların evini de yapacağız. Dayanıklı, güzel, depreme dayanıklı evler olacak. Bunların hepsini yapacağım. Söz verdim, sözümden asla dönmeyeceğim.
İŞÇİLERE, EMEKLİLERE VE TİCARETE VERİLMESİ GEREKEN PARALAR ORAYA GİDİYOR: Ben de emeklilikten bahsettim. Onlara da söz verdim. Önümüzde Kurban Bayramı var. Annenin ak sütü gibi içeceksin ve o parayı torunlarınla birlikte huzur içinde harcayacaksın. Parayı nereden bulacaksın diyorlar. Bakın, sevgili Mersin halkı, Kemal Bey 27 buçuk yıl devlet için çalıştı. Maliye Bakanlığında. 27 buçuk yıl. Nasıl bütçe yapılır, nasıl biriktirilir, nereye para harcanır, nasıl plan yapılır, bütün hayatım bununla geçti. Buradaki seçim şudur: Siyasi otorite bütçeyi yapar, siyasi otorite paranın beşli çeteye verileceğini öngörürse para oraya gider. Emekçiye, emekliye, esnafa verileceğini öngörüyorsa parayı oraya harcayın. Onlar beşli çetelere, Kemal Bey de vatandaşlara çalışacak. Emeklinin, emekçinin, çiftçinin, esnafın işine yarayacak. senin için çalışacağım
CUMHURBAŞKANI SEÇİLDİĞİMDE GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ÇANKAYA’SINA GİDECEĞİM: Benim böyle saraylarda gözüm yok. Ne saray, Allah aşkına. Senin gibi yaşamaya alıştım. Senin gibi yaşadığımda mutluyum. Mütevazi yaşamak istiyorum. Çocuklarımla, çocuklarımla, torunlarımla birlikte olmak istiyorum. Saraylar bizim gibi değil. Özellikle saray benimle kıyaslandığında bir hiç. Allah nasip ederse sizlerin oylarıyla Cumhurbaşkanı seçildiğimde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çankaya’sına gideceğim.
BAL MAAŞI OLMAYACAK: Yeterince kamp kurdular. Artık komşu, komşunun kimliğini ve inancını sorgulamaya başladı. Her birimiz sınır küpüne dönmeye başladık. Buradan gitmeliyiz. Buradan çıkacağız. Herkesin kimliği Kemal Bey’in başındadır. Herkesin inancı Kemal Bey’in başındadır. Herkesin yaşam tarzı beni aşıyor. Herkese saygı duyacağım. Benim görevim, isterseniz bir çocuk evde aç mı kalır yoksa okula giderken doyar mı? Evde huzur var mı? İşsiz var mı? Bu benim görevim. Onlarla ilgileneceğim. Başka şeylerle uğraşıyorlar. Halktan kopuk bir şekilde sarayda oturuyorlar. Sarayda 3,5 yerden aylık alanlar var. Dünyada para kazanan insanlar var. Köşeyi dönenler var. Mersinliler size bir sözüm var o 3,5 yerden tüm aylık alanları keseceğim. Böyle bal gibi maaşlar olmayacak. Herkes ne kadar çok çalışırsa, o kadar çok maaş alıyor. Bu vesileyle 10, 15 yerden aylık alma dönemini de sonlandırmış olacağız.
HERKESİN BESLENDİĞİ BİR TÜRKİYE MUTLU BİR TÜRKİYEDİR: Anneler ekonomik krizin yarattığı bunalımı en çok siz hissediyorsunuz. Evinizin mutfaklarında görürsünüz. Zorlukları görüyorsun. Markete gittiğinizde bir bakıyorsunuz ki aldığınız aylık maaş market masraflarını bile karşılamıyor. Merak etme, birlikte göndeririz. 21. yüzyıl Türkiye’sinde her ailenin asgari bir gelir güvencesi olmalıdır. Bir aile fakirse aslında 85 milyon fakir demektir. Herkesin memnun olduğu bir Türkiye güzel bir Türkiye’dir. Allah nasip ederse Aile Destek Sigortası getireceğiz. Hiçbir ailenin geliri asgari fiyatın altında olmayacak. Beslenme çantası uygulamasını da sonlandıracağız. Çocuk okula gidecek, su, süt içecek, yemek yiyecek ve tok karnına evine dönecek. Böylece anne beslenme çantasına ne koyacağını asla düşünmez. Anneler, çocuklarınızı gönül rahatlığıyla okula gönderebileceksiniz. Okulda beslenecekler, akranlarıyla beraber olacaklar.
BU KARDEŞ, TÜM HAYATINI ADALETE VERMİŞ BİR İNSANDIR: Cumhuriyetin 100. yılında tüm köy okullarını yeniden açacağız ve 100 bin öğretmen atayacağız. Köy okullarını neden kapattık? Köy okulları açacağız. 100 bin öğretmen atayacağız. Hakkı, hukuku ve adaleti sağlayacağım. Bu kardeşiniz tüm hayatını adalete adamış bir insan. Adalet için. Çünkü devletin dini adalettir. ve devlet adalet üzerine kuruludur. Yüce yaratıcı, evreni adalet üzerine kurmuştur. Kendimiz dışındaki tüm canlılara saygı göstermek temel misyonlarımızdan biridir. Adaleti sağlayacağız.
KIYI İMAMI’NDA, ÖĞRETMEN, ZİRAAT MÜHENDİSİ, ZİRAAT TEKNİSYENİ, VETERİNER HEPSİ OLACAK: Köylerde sadece imamlar ve öğretmenler olmayacak. Aynı zamanda ziraat yapılırsa ziraat mühendisi ziraat teknikeri olur. Hayvancılık yapılırsa veteriner hekim olur. Bunun için kırsalda imamlar, öğretmenler, ziraat mühendisleri, ziraat teknikerleri ve veterinerler bulunacak. Öğretmenlerin maaşlarını nasıl devlet ödüyorsa, devlet de ödeyecek. Çiftçinin hangi gübreyi atması gerektiği, toprak analizi incelenecek. En keyifli şekilde verim nasıl alınır. Bunların hepsi yapılacak, bahsettiğim bu kişiler üreticinin emrinde olacak ve taleplerini yerine getirecekler.
BU TOPRAKLARDA KİMSE YOKSULLUKTA KALMAZ: (mitingde afişi okur) ‘Ben ömür boyu çileden çıkmış bir Kemalistim.’ İçiniz rahat olsun, beraberiz ve beraberiz. Aile Ek Sigortasından bahsetmiştim. Bütün hanelerde asgari bir gelir güvencesi olacak, sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Akşam herkes huzur içinde ailesinin yanında olacak. Televizyon izleyebilmeli, izleyebilmeli, sokağa çıkabilmeli, dışarı çıkabilmeli, arkadaşlarıyla konuşabilmelidir. Ama kimse bu topraklarda sefalet çekmesin.
MERSİN’İ BU BÖLGENİN EN GÜÇLÜ ŞEHİRLERİNDEN BİRİ YAPACAĞIZ: Mersin için bir düşüncemiz daha var. Mersin’i bu bölgenin en güçlü şehirlerinden biri yapacağız. İç Anadolu’nun tüm sanayi kentlerini demiryolları ile Mersin ve İskenderun’a bağlayacağız. Dolayısıyla sanayici fabrikasında üretim yaparsa demiryolu ile Mersin veya İskenderun limanlarına geldiğinde ayrıca bir ücret ödemeyecektir. Tüm lojistik masrafları karşılayacağız. Önümüzdeki 5 yılda burada yaklaşık 850 bin yeni istihdam alanı oluşturacağız. 5 yıl sonra İstanbul’un nüfusu yaklaşık 2 buçuk milyon azalacak. Bu bölge özeldir. ekonomi bölge olacaktır. Bu bölgede özel bir yasa çıkarılacak. Akdeniz Havzası, Türkiye’nin ürettiği en güçlü havza haline gelecek. Türkiye’nin kazandığı en güçlü havza haline gelecek. Maden rafinerisi aynı zamanda metal rafineriniz olacak. Dışarıdan aldığımızı değerli olsun diye üreteceğiz. Kendimizi satacağız ve kendimiz kazanacağız.
YASAL HÜKÜMET VE BİRÇOK ELÇİLİK HIZLA AÇILACAK:
BEN TERÖR ÖRGÜTÜSÜNÜN SALDIRISIYIM AMA KÖTÜYÜM : Arada çok konuşuyorlar. Hayır masanın altında, hayır masanın üstünde. Birçok iftira var. Hey Millet. Allah onlara akıl versin. Terör örgütünün saldırısına uğrayan benim ama suçlanan da benim. Senin oğlunu paralı askerlerle askere gönderdiler, ben fakirin fakirin oğlu olarak fakire asker gönderdim yine suçlanıyorum. İki kırmızı çizgimiz var. Vatanımız ve bayrağımız.
İNSAN HAKLARINI YEMİYORUM VE İNSAN HAKLARINI YEMEYECEĞİM: Sana bir şey daha söyleyeyim. Kul hakkını yemedim ve sana da kul hakkını vermeyeceğim. diyorlar mı? Hakkı yemedik mi diyorlar? Söyleyemiyorlar. Ne yediklerini biliyorum. 20 yılda nasıl 418 milyar doları yurt dışına götürdüklerini biliyorum. Ben bu milletin sözüne sahibim, o parayı son kuruşuna kadar Türkiye’ye getireceğim ve bu millete vereceğim. Kemal Bey’in bu parayı getirmeyeceğini düşünürler. Son kuruşuna kadar indireceğim. Mülakatı iptal edeceklerdi, ben söyledikten sonra aklına geldi mi? Yapacağız gençler, haklarınızı koruyacağız. Torpidoyu kaldıracağız. Göreceksiniz, liyakat sağlayacağız.
BAY. KEMAL’İN SÖZÜ VAR, TÜM MEMUR VE POLİSLERİN SORUNUNU ÇÖZECEK: